“Book Descriptions: MS 79 yılında Vezüv’ün gölgesinde yaşayan Pompei halkı bir anda bu yanardağın öfkesiyle karşı karşıya kaldı. Önce deprem, sonrasında ise volkanik atıklar, günlük telaşları, geçim sıkıntıları, gururlu makamları, gelecek hayalleriyle sıradan yaşamlarını sürdüren Pompei halkının sonunu getirdi. Büyük bir felaketin karşısında nasıl davranacağını bilemeyen binlerce insandan kimi kaçtı, kimi kaçmaya çalıştı kimiyse korunabilme ümidiyle ahıra saklandı, evinin en iç odalarına girip kapının ardına bulabildiği eşyaları dayadı, sevdiğine sarıldı ama onları bekleyen sondan kaçamadılar 1700 yıl boyunca toprak altına gömülü kalan şehrin kazara bulunmasının ardından Pompei’de donan zaman tekrar akmaya başladı. Sokaklardaki seçim propagandası afişlerinden han duvarlarında yapılan itiraflara, hazır şekilde kalakalmış sofralardan gizemleri çözülemeyen fresklere, inşaatı yarım kalmış yapılardan ihtişamıyla hâlâ büyüleyici görünen odalarına kadar Pompei gün ışığına duyduğu özlemi sunduklarıyla bize göstermeye devam ediyor. Roma tarihi ve Antik Çağ’a dair derin bilgisiyle Göksel Göksoy Pompei’de sadece bir şehrin tarihini anlatmıyor, Pompei’de yaşayanların felaketle yüzleşene kadar neler yaptıklarını, eğlencelerini, geçimlerini, siyasi düşüncelerini, savaşlarını, sevinçlerini, öfkelerini ve esprilerini, kısacası hayatlarının izini sürüyor. Pompei: Yaşam ve Ölüm Arasında Bir Roma Şehri, varlığını tarihin yazılı satırlarına sığmayacak canlılıkla korumuş bir antik şehrin hikâyesini daha önce Türkçede hiç anlatılmamış şekilde anlatıyor.” DRIVE